30 Aralık 2009 Çarşamba

Geçiş Üstünlüğü

Geçiş Üstünlüğü

Bundan kısa bir süre önce, yaygın basında bir haber yer aldı. Bir vatandaşımız, fenalaşan annesini özel aracıyla hastaneye götürürken, yolda trafik polisleri tarafından durdurulur ve hız limitlerini aştığı için kendisine trafik cezası yazılmak istenir. Vatandaş durumu izah edince trafik polisi önce ceza kesmez, araca yol verir. Ancak daha sonra arkasından aracın plakasına ceza keserek adrese tebligat gönderir.

Vatandaş da, cezanın kesildiği tarih ve saatte annesini götürdüğü hastaneden hasta giriş ve muayene kayıtlarını alarak, kendisine yazılan trafik cezasının iptali için bir dilekçe ile o bölgenin Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurur.

Hastane kayıtlarını inceleyen Sulh Ceza Mahkemesi, trafik cezasını iptal eder. Gerekçe çok açıktır: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, hasta ve yaralı taşıyan ambulanslar ile özel araçlara geçiş üstünlüğü vermiştir. Yani, vatandaşımızın hasta taşıyan özel aracının kanuna göre geçiş üstünlüğü varken, kendisine haksız yere trafik cezası yazılmıştır.

Gerçekte, her ülkenin trafik kanunu, ülke sınırları içinde hasta ve yaralı taşıyan ambulans ve özel araçlara bu geçiş üstünlüğünü tanımıştır. Öyleyse sorun, ya kanun uygulayıcıların kasıtlı hareket etmelerinden ya da eksik uygulamalarından kaynaklanmaktadır.

Bundan yıllar önce, ismi bende saklı İzmirli ünlü bir kalp cerrahı, Amerika Birleşik Devletleri’nin bir eyaletinde, özel bir hastanede görev yapmaktayken, Türkiye’den ziyaretine gelen annesini bir süre yanında ağırlar. Sayılı gün çabuk geçer. Uçağın hareket günü geldiğinde, biraz gecikirler. Doktorumuz annesi Türkiye’ye hareket edecek uçağını kaçırmasın diye hız limitlerini aşar. Bir süre sonra, eyalet polisinin kontrol noktasından geçerken aracı durdurulur ve radar cihazıyla hız limitini aştığı, bu nedenle kendisine ceza kesileceği tebliğ edilir.

Doktorumuz kontrol noktasında durmadan önce annesine arka koltuğa yatarak gözlerini kapatmasını ve hiç ses çıkarmamasını tembihlemiştir. Eyalet trafik polisine arka koltukta yatan hastanın annesi olduğunu, kendisinin de ... hastanesinde kalp cerrahı olduğunu, rahatsızlanan annesini hastaneye yetiştirmek için bilerek hız limitlerini aştığını söyler ve ... hastanesinin kendisi adına düzenlediği kimlik kartını yetkili polis memuruna gösterir.

Amerika Birleşik Devletleri Trafik Kanunu’nda da hasta ve yaralı taşıyan özel araçların geçiş üstünlüğü olduğu için, görevli derhal doktorun aracına yol verir. Rahat bir nefes alan ünlü cerrahımız annesini havaalanına yetiştirerek Türkiye’ye hareket edecek uçağa bindirir. Uçağın hareketinden sonra da görev yaptığı ... hastanesine gider.

Hastanenin kapısında kardiyoloji personeliyle birlikte baş hekim doktorumuzu beklemektedir. Eyalet polisinin kendilerini telsizle arayarak, doktorun hasta annesini hastaneye getirdiğini rapor ettiklerini, bu nedenle hastane olarak derhal gerekli acil önlemleri aldıklarını belirtir ve doktora hasta annesinin nerede olduğunu sorar. Doktorumuz baş hekime annesinin hasta olmadığını söyleyerek, uçağı kaçırmaması için böyle bir yola başvurduğunu anlatır. Bir vatandaş olarak böyle yanlış bir hareket yapmaması gerektiğini ikaz eden baş hekim, derhal o eyaletin adli mercilerini arayarak suç duyurusunda bulunur. Sonuçta, hız limitlerini aştığı için 1000 Amerikan Doları gibi bir ceza ödeyecek olan kalp cerrahı, yapılan mahkeme sonucunda, yalan söyleyerek görevlileri kandırdığı için bu rakamın on katını ceza olarak ödemek zorunda kaldığı gibi, görev yaptığı hastanede de itibarı sarsılır.

Türkiye’de yaşanan olayda, görevli memur eğer telsiz ile hastane polisine ulaşıp olayın doğru olup olmadığını teyit etseydi, ceza yazmasına gerek kalmayacak, vatandaşımız da hakkını aramak için mahkemenin yolunu tutmayacaktı. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki olayda ise, trafik memurunun insan hayatına ne kadar değer verdiğine şahit olduğumuz gibi, aynı zamanda diğer kamu görevlilerinin, böyle yanlış bir davranışta “oh oh iyi yapmışsın” demeyip, yanlış davranışı adli mercilere bildirdiğine ve oradaki adli mercilerin de vatandaşın ihbarına değer vererek, arkasında kasıt aramadan doğrudan ciddiye aldığını anlıyoruz.

Amerika Birleşik Devletleri’nden emekli olduktan sonra Türkiye’ye dönüp İzmir’e yerleşen kalp cerrahımız hâlâ yaşıyorsa ömrü bol ve sağlıklı olsun. Esen kalın.

Hiç yorum yok:

DENİZ ASTSUBAY OKULLARI ÖĞRENCİLERİ, 43 YILDAN BERİ BENİM TASARIMIM OLAN ŞAPKA KOKARTINI KULLANMAKTALAR

Tüm kuvvetlere ait askeri öğrencilerin şapka kokartlarında Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden  ve yukarı doğru baktığı için bağımsız bir...